Merkezimizin ORDAF iş birliğiyle düzenlemiş olduğu İhtisas Seminerlerinin bu ayki konusu “Katar’ın Yumuşak Güç Politikası” olmuştur. Konuğumuz İbrahim Karataş, Katar hakkında doktora tezi olup bölge hakkında saha çalışmaları yapan bir araştırmacıdır. Karataş, Katar’ın nüfus azlığına dikkat çekerek devletin, halkına devlet kademelerine işe girmelerini teşvik ettiğini söylemektedir. Halkın bu teşviğe rağbet göstermeyip, Devletin, memuriyette insan kıtlığı yaşadığını belirtmektedir. Katar’ın bu açığı kapatmak için dışardan insan gücünü kendi ülkesine çekerek bu açığı kapatmak istediğini belirtir.
Karataş, Katar 1971 yılında bağımsız olmuştur, onun öncesinde İngiliz sömürüsüydü. 1995 yılında Suudi Arabistan’ın uydu devleti olduğunu söyler. Emir Hamad’ın “Kansız Darbe” yaparak Babasını devirdiğini. Babasının İsviçre’de tatil yaparken tabi caizse “sen gelme ben yönetime el koydum” dediğinden bahsetti. Karataş ayrıca Katarın Vahhabi ülkesi olduğunu ama Suudiler gibi Vahhabiliği yaymadığından söz etti. Karataş Katarın kendilerine “Deniz Vahhabisi” Suudilerin ise “Kara Vahhabisi” olduklarını söyledi.
Karataş, Katarın 2010 yılında kazandığı Dünya Kupası düzenleme hakkını ise siyasi ayağını “İnsanların Katar’ı Dünya haritası üzerinde bulmasını, bilmesini istediklerini, parmakla gösterip işte buradadır demelerini istediklerini söyledi. Bunun için muhteşem atılımlar yaptıklarından bahsetti. Bu çalışmalarının zaten bize televizyondan 2 ay önce gördüğümüzden bahsetti.
Karataş, Katar’ın en önemli özelliğinin, övülecek yanının İslam Dünyasına yaptığı yardımlar olduğunun altını çizmiştir. Nerede yardıma muhtaç bir halk, devlet varsa Katarın oraya yardım ettiğini söylemiştir. Katar hakkında verdiği bilgiler dolayısıyla İbrahim Karataş’a teşekkür ederiz.