Sunduğu tebliğde 2015 Mart’ından beri Yemen’de zalim bir savaşın sürdüğünü belirten Kurşun, Yemen’in sessizce Arap Baharı’na doğru giderken bir anda savaş gündemiyle dünyanın gündemine girdiğini söyledi. Yemen’in Türk tarihindeki yerinin oldukça önemli olduğunun altını çizen Kurşun konuşmasında şunları söyledi:
“Basra Körfezi ve Libya ile günümüzde Türkiye’nin tarihi derinliğini teşkil ediyor. Yemen, Türk tarihinde ilk deniz aşırı harekatın üssü olmuştur. 2010’a kadar Yemenle Türkiye’nin kapsamlı ilişkileri sürerken bu tarihten sonra ilişkiler yalnızca insani yardımlar düzeyine düşmüştür. Yemen’e yalnızca merhamet penceresinden değil, insani ve tarihi bağlamını ihmal etmeden hayati bir müşterekle bakılması gerekmektedir.
Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi basınlarında, ders kitaplarında ve halk nazarında Yemen’e bakış tümden olumlu şekilde ortaya çıkmıştır. Cumhuriyet döneminin başında Yemen’e karşı Türk basını bir süre ilgisiz kalmıştır. Bunun sebebi bölgenin siyasi olarak İstanbul’dan ayrılması ve Şerif Hüseyin isyanının hazırladığı ortamdı. Ancak buna rağmen tümden bu ilgi kesilmemiş ve sonraki süreçte artarak devam etmiştir. Özellikle Yemen’de kalmış olan eski Yemen valisi Mahmud Nedim Paşa ve diğer memurlar orada yeni kurulan idarede görevler üstlenmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk Yemen ve Suriye arasında arabuluculuk yapma girişiminde bulunmuştur. Türk basının Yemen’e olan ilgilisinin olumlu şekildeki seyrini pek çok yayından takip etmek mümkündür. Arap dünyasında meydana gelen değişim ve dönüşüme olumsuz bakan Yunus Nadi bir yazısında şunları söylüyor: “Hatıralarımızda Zeydlerin de iyi insanlar olduklarına ve Yemen’in ise bütün Arabistan’da en verimli bir kıta olduğuna dair izler vardır. Gönül bütün bu havalideki dindaşların muasır hayata intibak eden milli bir mevcudiyete teveccüh etmelerini isterdim.”
Halkın dilinde ise Yemen yalnızca türkülerle ve kahvesiyle değil aynı zamanda dillerinde, çeyizlerde, hikayelerde ve rivayetlerde de Yemen yer almaktadır.”